08:00 - 18:00

Çalışma Saatlerimiz

0342 321 93 74

Dilek - Öneri - Şikayet

Facebook

İnstagram

Twitter

İŞ HAYATI KABUSU: MOBBİNG

Öz Erdem Avukatlık Bürosu > Genel  > İŞ HAYATI KABUSU: MOBBİNG

İŞ HAYATI KABUSU: MOBBİNG

MOBBİNG

Mobbing nedir?

Kişinin iş yerinde maruz kaldığı, kişiyi yalnızlaştıran, psikolojik ve ekonomik hasarlara yol açan, kişiyi intihara kadar sürükleyen Türk Borçlar Kanunu kavramıyla “psikolojik taciz” olarak tanımlayabiliriz.

Bir davranışı mobbing olarak niteleyebilmemiz için sistematik, sürekli ve kasıtlı hareketlerle yapılması gerekir. Yani bir defaya mahsus, ani bir sinir veya duygu değişimi ile verilen tepkiler mobbing olarak nitelendirilemez.

TBK İşçinin Kişiliğinin Korunması başlıklı 417. maddesinde

“İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı gösterme,  işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.

İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.

İşverenin yukarıdaki hükümler dahil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir” demektedir. Bu maddenin birinci fıkrası ile mobbing kavramına işaret edilerek, işverenin işçinin kişiliğini koruma, kişiliğine saygı gösterme, sağlığını gözetme, işyerinde ahlaka uygun bir çalışma ortamının sağlanması yükümlülüğünü getirmiştir.

Mobbing ile karşılaşınca;

-İş Kanunu m.24/II-b ve d kapsamında iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip kıdem ve ihbar tazminatı alınabilir

-Kişilik haklarının ihlali söz konusuysa TMK m. 23, 24 ve 25 düzenlemelerine dayanarak maddi ve manevi tazminat davası açılabilir

-Şartları oluşmuşsa İş Kanunu m.5’ e dayanarak ayrımcılık tazminatı talep edilebilir.

Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın 26. maddesinde tüm çalışanların onurlu çalışma haklarının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla işverenlerin ve çalışanların örgütlerine danışarak çalışanların birey olarak işyerinde ya da işle bağlantılı olarak maruz kaldıkları kınanacak ya da açıkça olumsuz ya da suç oluşturan, tekrarlanarak devam eden eylemler konusunda bilinçlenmesi, bilgilenmesi ve bunların engellenmesi konusunda desteklenmesi ve çalışanları bu tür davranışlardan korumaya yönelik tüm uygun önlemlerin alınması taraf devletlerin taahhüdü olarak düzenlenmiştir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi “mobbing iddialarında, mahkemelerce ceza davalarındaki gibi şüphe götürmez kanıt aramaya yer olmadığı” hükmü mobbing iddiasının ispatında sadece bu konudaki emareleri de kullanabilmenin mümkün olduğuna kanıt oluşturur niteliktedir.

BİR MOBBİNG TÜRÜ: ÇALIŞANI İSTİFAYA ZORLAMA

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.01.2018 tarihinde vermiş olduğu karar ile işyerindeki hangi davranışların psikolojik taciz sayılabileceği üzerine değerlendirme yapmıştır. Bu başvuruda istirahatlı olduğu zamanda çekmecelerinin ve masasının karıştırıldığı dolayısıyla özel hayatın ihlal edildiği ayrıca istifa etmesi için her türlü kötü muamele ve aşağılamaya maruz kaldığı istifa etmeyi kabul etmediği durumda bir daha iş bulamamakla tehdit edildiği, diğer çalışanların yanında küçük düşürücü hakaretler edildiği, yönetici konumunda olmasına rağmen yöneticilik vasıflarının yerine getirmesine engel olunduğu toplantılara dahi çağırılmadığı gibi iddialar sayılmış ve kanıtlanmıştır.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı davacı hakkında verdiği raporda davalı işyerinde amirlerinin sözlü saldırı ve hakaretlerine maruz kaldığını, kişilik haklarının çiğnendiğini, istirahatlı olduğu zamanda banka şube müdürü tarafından oluru alınmaksızın çalışma masası, çekmeceleri, özel eşyaları arandığını ve böylece diğer çalışma arkadaşları karşısında küçük düşürüldüğünü, kendisine üstleri tarafından sistematik bir biçimde işten istifa etmesi için her türlü kötü muamele, tehdit, aşağılama gibi davranışlar uygulandığını, mobbing eylemlerine rağmen davalı işverenin işçisine karşı koruma sorumluluğunu yerine getirmediğini, davacının iş yerinde yıpratılmasını önleyemediğini, davacının işini, görevini gereği gibi yapmasına, yapmak için uğraş vermesine rağmen onurunun, kişiliğinin, iş ortamında incitilmesine, küçük düşürülmesine, üzüntü ve sıkıntı içinde kalmasına neden olunduğunu belirterek  ortaya çıkan durumun psikolojik taciz olduğunu ve bu durumun sistematik bir şekilde tekrar ettiğinden dolayı sabit hale geldiği kanaatine varmıştır.

Psikolojik taciz (mobbing); işyerinde diğer çalışanlar veya işverenler tarafından tekrarlanan saldırılar şeklinde uygulanan bir çeşit psikolojik terördür. Kavram, çalışanlara üstleri, astları veya eşit düzeydeki çalışanlar tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışları ifade eden anlamlar içermektedir. Mobbing olgusundan zarar gören kişilerde; uykusuzluk, iştahsızlık, depresyon, sıkıntı, endişe, hareketsizlik, ağlama krizleri, unutkanlık, alınganlık, ani öfkelenme, suskunluk, yaşama arzusunun kaybı, daha önceleri sevdiği şeylerden doyum almama gibi bir takım davranış ve düşünce değişiklikleri gözlenebilir (Tınaz, P.: İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), Beta Yayınları, İstanbul Mart 2006, s.8).

Anayasa Mahkemesine (AYM) göre psikolojik taciz olarak tabir edilen ve çalışanlara yönelik iş yerlerinde gerçekleştirilen, belirli bir süre sistematik biçimde devam eden, yıldırma, dışlama, pasifize etme veya işten uzaklaştırmayı amaçlayan, mağdurların kişilik değerlerine, mesleki durumlarına, sosyal ilişkilerine ve özellikle ruh sağlıklarına zarar veren, bireylerin yaşamlarına etkisi bakımından çekilmez bir ağırlık ve yoğunluk derecesine ulaşan, kasıtlı biçimdeki olumsuz tutum ve davranışlar bütünü olarak tanımlanan psikolojik taciz niteliğindeki eylem, işlem ya da ihmallerin Anayasa ve Sözleşme ile güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını zedeleyebileceği açıktır. Psikolojik taciz mahiyetindeki bu tür davranışların önlenmesi için tedbirler alınması ve gerçekleştirildiğine yönelik şikâyetlerin etkili şekilde incelenmesi anayasal bir gereklilik olduğu gibi yıldırıcı ve kasıtlı tutumlara maruz kalanların uğradıkları maddi ve manevi zararların giderilip sorumluların yasal çerçevede cezalandırılmaları da bu gerekliliğin bir devamını oluşturmaktadır (Fecir Ergün Turan, B. No: 2014/10590, 05.12.2017, para. 48).

Çalışma ve kişilik hakları ihlal edilerek çalışanlar üzerinde uygulanan mobbing(psikolojik taciz)’e maruz kalan çalışan sayısı ülkemizde ne yazık ki her geçen gün artıyor. Bu duruma maruz kalan kişi haklarını bilmiyor bilse bile daha büyük baskılardan korktuğu için harekete geçemiyor. İşverenin veya hiyerarşik yapı içinde çalıştığınız çalışma arkadaşlarınızın size psikolojik taciz uygulamasına izin vermeyin. Eğer böyle bir durumla karşı karşıyaysanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Stj Av Songül KIRMIZIATEŞ

No Comments

Leave a Comment